22 Ağustos 2008 Cuma

Vaay


yiğit özgür

Geçmişe yolculuk/ Journey to past



Bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı

Çıkmaz bir sokağa benzetiyorum

Sadece o sokakta yaşayanlar üzerimden

Gelip geçiyor

Bugün kendimi odalarından çoğu boş

Bazen dolan bir otel gibi hissediyorum

İçimden ne hayatlar ne hikayeler ne aşklar

Geçip gidiyor

Ben böyle değildim ne zaman kayboldum

Rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum

Bir ses duydum geçmiş zamandan Bir ses duydum küçük bir kızdan

Bir bilet istiyorum

Sadece gidiş olsun

Çocukluğun saflığına Gidip orda yaşamam gerek

Bilet istiyorum

Tek kişilik olsun

Yarına çıkabilmem için

Heyecanı hatırlamam gerek

Bugün kendimi parktaki bir bank gibi

Sessiz ve sabit hissediyorum

Geceleri üzerimde şehrin ışıkları

Yatıp uyuyor

Bugün kendimi tonlarca yük taşıyan

Gemilerin denizi gibi hissediyorum

Kaldırma kuvvetim var ama şehrin atıkları

İçime akıyor



I'm feeling like sea of ships which carry tons of burden today...

19 Ağustos 2008 Salı

Laf/word


yiğit özgür

Kalamış Parkı


bir çocuk parkıyım ,sessiz ve kederli

salıncaklar içinde ,yok hiç kimsesi

arsız bir çocuk gibisin ,şımarık ve tatlı

sana herşeyimi vermek ,içimdeki kıpırtı

gün gelir kapımdan bakıp içeri girersin

gün olur bu ıssız yeri terkeder gidersin

sessizliğin dışından bir ses -seni bana getirdi

karanlığın içinden bir ışık -gökyüzüne yükseldi

aşk bomboş bir park gibi

yaşlı banklar üstünde bir kaç ıslak sayfa

bir hayaletin izinin taşıdı yarına

unuttugun kolyen bir bebeğin koynunda

senin silik ismini duyurdu yaşama

aşk bomboş bir park şimdi

aşk bomboş bir park şimdi...



love is quite empty park now....

love is quite empty park now....

16 Ağustos 2008 Cumartesi

budala/ idiot


"Sizinle her şeyi, her şeyi konuşmak istiyorum,hatta yeri ve zamanı geldiğinde, en önemli şeyleri bile...Hiç olmazsa tek bir insanla sanki kendimleymişim gibi her şeyi konuşmak istiyorum."

Bence bu kitabın en can alıcı yeriydi. Budur zaten benimde aptallıklarım sırasında 1. sıraya oturmasına neden olan aptallığımın nedeni.

-Aslında bu konuştuklarımı seninle değil de başkasıyla konuşmam gerekiyor.

-Bu kişinin bir adı var mı?

-Yok.Önemi var mı?

-Bunu daha sonra konuşuruz.

-Yok konuşmayalım sen benim dengemi bozuyorsun.

Bu konuşmayla başlayan ve aynı hızla devam eden aptallığım -takriben 10 gün sürdü-,aptallık katsayısının 10 üzeri kaç olduğunu hesaplayamadığım bir değerle çarpımıyla son buldu. Benim aptallık dediğime ise genellikle AŞK diyorlar.

“I shall tell you everything, everything, even the most important things of all, whenever I like… I want to speak to at least one person, as I would to myself.”

According to me it is book’s expressive part.. This opinion is reason my idiot which my idiots list first.
-I require to talking with another man not you; this my saying.
-What is another man name?
-Is his name important?
-We talk to you later.
-No. You disturb my equilibrium.

My idiot is starting with this conversation and it continued with crescendo(this state continued about 10 days ). It is ended by 10 upper I don’t know value multiplied idiot’s coefficient . I say idiot that the others say LOVE.

15 Ağustos 2008 Cuma

ilk

Oturdum kalvyenin başına başladım yazmaya. Düşe yazmak gibi bir şey sanal aleme yazmak. Daktilo sesine benzer bir ses kalvyenin sesi. Yazma konusunda bu kadar kötü birinin ne haddine sanalda günlük tutmak bilmiyorum. Cahil ceserati herhalde benim ki. Bir gün sanalda dolaşıyordum, bir blog okudum ve bende kaydoldum. HEPSİ BU!....